Sevimli Dostlarınıza İyi Gelecek

akademi web blog 3

Kedim Neden Hep Aç

Kediniz her zaman yemek için gözünüzün içine bakıyorsa, ekstra kilonun yanı sıra endişe etmeniz gereken başka konu da söz konusu olabilir. Şeker hastalığından triode, yemek yeme isteğinin sebeplerini inceleyelim.

Kedinizin neden hep aç olduğunu düşünüp durmakta yalnız değilsiniz. Sorumluluk sahibi bir hayvansever olarak, kediniz bir iki günlük iştahtan kesilirse veteriner hekiminize başvurmanız gerektiğini bilirsiniz zaten. Peki ya tam tersi olunca ne yapmalı? Her zaman yemek isteyen bir kedi acaba acil bir vaka mı?

Fazla yemek yemenin sebebi hem fizyolojik hem de psikolojik olurken hekimlerin en sık karşılaştırdıkları beş sebebi size kısaca özetliyoruz. Belki “kedim neden hep aç?” sorunuza cevap bulabilirsiniz.

İç Parazitler

Kulağa ne kadar şaşırtıcı gelse de, açlığın en sık sebebi, minik tüylü güzelliğinizin bağırsakları içinde saklanan çirkin parazitler. İronik bir şekilde, paraziti olan bir kedi şişman görünebilir çünkü parazitler sindirim sistemini bozar ve şişmesine neden olur. İncecik ama karnı davul gibi şişmiş görünen yavru kedilerdeki sebep de aslında fazla yedikleri değil, parazitlerdir. İç parazitler, kedinizin içine yerleşip onun yediği her yemeğinden faydalanırken, masum kediniz sanki hiç bie şey tememiş gibi olur.

Ayrıca iç parazitler insanlara da geçebilir o nedenle alanında uzman veteriner hekimlerimizden destek alabilir iç parazit kontrollerinizi ve verilen ilaçları kullanmanızı öneririz.

Hipertiroidizm veya Şeker Hastalığı

Her iki durum da kedilerinizin iştahını açar. Hipertiriodizm durumunda kedinizin vücudu fazla kilo yakarken şeker hastalığında besinle alınan şekerden enerji üretilmez. Kısacası, sevimli dostunuzun yediği yemekler vücut kendi faydasına dönüştüremez, bir eksik olarak hisseder ve daha fazlasına ihtiyaç duyar. Ne yazık ki petiniz ne kadar yerse yesin, vücudu hep eksik hissedecektir. Kedinizin hep aç olduğunu, çok fazla yemek yediğini ama buna rağmen kilo verdiğini ve özellikle de yemeğin yanı sıra çok fazla su içtiğini görürseniz hemen veteriner hekimlerimize başvurun.

Yalnızlık ve Can Sıkıntısı

Bu da ana sorumuzun basit ama çok sık karşılaşılabilen cevaplarından biri. Canımız sıkılırken zaten hangimiz yemek yemiyoruz ki? Gün boyu tek başına evde duran kedinizi düşünün, yapabileceği, ona zevk veren tek aktivite yemek yemek olabilir. Bu durumda petinize daha fazla aktivite sunmaya çalışabilirsiniz. Kediler akıllı hayvanlar ve bulmacalara bayılırlar. Yemeklerini saklayabileceğiniz özel oyuncaklar satın alabilirsiniz veya internetten araştırığ birkaç basit malzemeyle siz de minik yemek labirentleri hazırlayabilirsiniz. Zihinlerini harekete geçiren ve ilgilerini çeken her şeyi kullanabilirsiniz. Bazen basit bir gazoz kapağı da kedinizi tüm gün eğlendirebilir, harekete geçirebilir.

Depresyon

Sıkıntının daha ağır hali olan depresyondan çıkmak basit bir oyuncakla halledilebilecek bir şey olmayabilir. Eve gelince sokakta bir kedi mi okşadınız? Ne yaparsanız yapın, kediniz kokusunu hissedecek ve aldatıldığını anlayacak. Yeni bir bebek gelince kediler kendilerini dışlanmış gibi hissedecek. Ya da birlikte yaşadığı, sık sık zaman geçirdiği bir arkadaşının vefatı sonucu hayvanlar yas tutabilir. Depresyonun sayısız yüzü var maalesef ama kaynağını anlamak size düşer. Depresyonun tedavisi ise bol bol sevgi ve ilgi. Kedinizi kucağınıza alıp sevin ve gözlerine bakarak gözünüzü yavaşça açık kapatın. Bu kedilerin dilinde her şey yolunda, yanındayım seni seviyorum anlamına geliyor. Depresyonun tedavisi uzun solukludur ve sabır ister. Yine de kendinizi çaresiz hissettiğiniz durumda her zaman bir uzmana başvurabilirsiniz.

Sorun kedinizde değil, mamada

Bir gün sadece abur cubur yediğiniz zaman kendinizi güçsüz hissedersiniz ve sık sık acıkırsınız. Düşük kaliteli, ucuz mamalar da tam bizim yediğimiz abur cuburlar gibi, sadece biraz hububat, tatlandırıcı ve yağlardan oluşuyorlar; vücuda verebilecekleri enerjiden noksan bu besinler hiçbir işe yaramazlar. %18 KDV’ye bakmadan kedinize biraz daha kaliteli bir mama çalışın ya da evde kediniz için besin değeri yüksek bir öğün hazırlamaya çalışın.

akademi web blog 2

Atopik Dermatit

Sebebi bilinmiyor, tedavisi zor ve hayat boyu hiç geçmeyebilir.

Deri, çok önemli bir organdır; canlılar güneşten, rüzgardan, tozdan, hastalıktan ve bir sürü şeyden korur. Fakat aynı zamanda deri çok hassas da bir organdır, o kadar etkene maruz kalmak kolay değil tabi. Hastalık belirtilerini hemen bize gösteren ve kendi kendini kolayca onarabilen bu müthiş organın bile başa çıkamadığı bir durum var; atopik dermatit.

Geciktirilen ya da aksatılan tüm tedaviler hayvanların daha ciddi sorunlarla karşılaşmasına sebebiyet verir.

Deri gücünün bittiği nokta.

Polenler, temizlik maddeleri, deodorantlar, parfümler, bitkiler, çeşitli kimyasallar ve dumanları, özellikle yiyecekler, böcekler, parazitler, bitki sapları gibi birçok etkene karşı derimiz kahramanca savaşır. Normal şartlarda sağlıklı bir canlının derisi bu alerjen maddelerin deri içine girmesine izin vermez. Fakat genetik, ırk yatkınlığı, çeşitli dermatoloji bozukluklar gibi bu bariyerin bozulduğu durumlarda alerjen madde deri içerisine girer ve orada kaşıntı, ileri safhalarda ağrı, kızarıklık gibi reaksiyonlara sebep olur.

Bulldog, Boxer, Dalmaçyalı, İngiliz Setter, Golden Retriever, Labrador Retriever, Minyatür Poodle, Pug, West Highland White Terrier, Shar Pei, İrlanda Setter, Fox Terrier atopik dermatitise yatkın ırklarıdır!

Kaşıntı, sadece başlangıç.

Petlerde deri problemleri öncelikli olarak kaşıntı ile kendini belli eder. Vücutta şekillenen kızarıklıklar, kabuklar, kabarıklar ve kepeklenme hayvanlarda bir deri problemi olduğunun önemli sinyalleridir. Özellikle yüz bölgesi, bacaklar, ayaklar, kulaklar en çok etkilenen bölgelerdir fakat atopik dermatitis dediğiniz zaman bütün vücudun da etkilenebileceği akıllardan çıkarılmamalıdır. Köpeklerde atopik dermatitis genellikle kulak enfeksiyonları ile birlikte seyreder ve köpeklerin derisi kızarık, nemli ve kaşıntıdan ciddi anlamda hasar görmüş bir şekilde olabilir.

Petiniz kendini kaşıyıp yalayınca, derisine daha büyük yaralar açmış olur; yaralara yerleşen mantarlar ve bakteriler ise ciddi enfeksiyonlara yol açar.

Düşünmeden hekime!

Petinizin derisinde anormal bir durum fark edince hemen veteriner hekiminize başvurmanızı tavsiye ederiz. Hayvan sahiplerinin problemleri geç fark etmesi, kaşıntıyı önemsememesi, gözlem yamaması deri problemlerinin şiddetlenmesine neden olur. Ne yazık ki, atopik dermatite yönelik özel bir tanı yönetimi ve semptom yoktur; veteriner hekiminiz sizden aldığı bilgilere ve petinizin muayenesi sırasında tespit ettiği bulgulara dayanarak çeşitli testlerin yapılmasını isteyebilir. Ayrıca hastalığın sebepleri arasında gıda ve çevresel etkenler de büyük rol oynayınca hastalığın tespit süresi uzun sürebilir. Hekiminiz, petinizi maruz kaldığı tüm etkenlerden arındırarak problemin kaynağını tespit etmeye çalışacaktır.

Hastalık çok

Dediğimiz gibi, teşhis temel olarak klinik bulgularla laboratuvar bulgularının birleştirilmesi ve diğer hastalıkların elimine edilmesi ile koyulur. Diğer bir taraftan atopik dermatit tanısını koyabilmek için deri kazıntısı ve deri sitolojisi ile de paraziter ve bakteriyel nedenlerin sebep olabileceği benzer hastalıklar elenmeli, endokrinolojik ve metabolik problemlerde ayırıcı tanı için göz önünde tutulmalıdır.

Alerjenlere dikkat!• Atopik dermatitis cildin çevresel etkenlere gösterdiği alerjik reaksiyon demektir. Genellikle çevrede bulunan bazı alerjenleri solunum, sindirim ya da deri temasıyla almalarıyla ortaya çıkar. Bu yüzden polenler, tozlar başta olmak üzere birçok etkene dikkat edilmesi gerekir. Genetiğe ya da çevresel etkenlere bağlı olarak gelişen atopik dermatitis hayvanların yediği gıdalar, polenler, tozlar, bitkiler, diğer alerjenler (pire vs.) ve endokrin hastalıklar (köpeklerdeki tiroit hastalığı gibi) gibi başka faktörlere bağlı olarak şekillenebilir ya da şiddetlenebilir.

Bu süre zarfında hekiminiz hastalığın semptomlarını hafifletmek için farklı girişimlerde bulunacak. Durumun ciddiyetine göre kaşıntıyı azaltmak ve enfeksiyonları önlemek için enjeksiyon yapabilir, deriyi güçlendirmek, iyileşmesini hızlandırmak için çeşitli haplar ve pomatlar reçete edebilir. Ayrıca köpeklere özel, siklosporin etken maddesini içeren yenilikçi maddelerle de atopik dermatitisin belirtileri azaltılabilir.

Ne yapabiliriz?

Sorumluluk sahibi bir hayvansever olarak petimizin huzuru için elimizden birçok şey gelebilir. Öncelikle, veteriner hekimimizin tavsiyesini ve reçetesini harfi harfine uygulamalıyız. Bu hastalık hafife alınabilecek bir durum değil; derinin iyileşmesi uzun sürer ve tekrarlanması için hekimimiz belki hayat boyu devam ettirmenizi gerektirecek yöntemleri tavsiye edecektir.

Kaşıntı şikayetinin azaltılması, cildin tekrarlayan fiziksel travmalara uğramasını önleyerek muhtemel cilt enfeksiyonlarının cilt enfeksiyonlarının gelişimine karşı korur.

Bunların yanında; petlerimizin bol sıvı tüketmesi, bulunulan ortamın nemlendirilmesi ve cildin sık kaşınılmasını engelleyerek irrite edilmesinden kaçınılması, lezyonların hafifletilmesine faydalı olan yaşam tarzı değişiklikleri arasında yer alır. En önemlisi ise, şikayetleri tetiklediği bilinen çevre faktörlerinden de uzak durulması gerekir.