Sevimli Dostlarınıza İyi Gelecek

Ailenizin yeni üyesi.

Ailenizin yeni üyesinin sizi ‘baştan çıkartacak inanılmaz davranışları ve eşsiz karakteristik özellikleriyle aslında ne kadar sevgi dolu, şefkatli bir evcil hayvan olduğunu göreceksiniz. Kucağınızda uykucu, tüylü bir yumak halinde kıvrılıp yattığında kendinize engel olamayacaksınız. Yavru kedinizin size sunduğu tüm bu keyifli anların karşılığında ihtiyacı olan tek şey uzun, mutlu ve sağlıklı bir yaşam süreceğini garanti altına almasına yardımcı olacak doğru ve düzenli bir bakım.

Onun evinizin kurallarını öğrenmesine yardımcı olmak artık sizin sorumluluğunuzda. Yavru kedinizi ne kadar iyi tanırsanız, onunla aranızda derin ve sevgi dolu bir ilişki kurmak da o kadar kolay olacaktır. Zamanla yavru kedinizin bakımının aslında ne kadar kolay olduğunu siz de göreceksiniz. Ancak onun bu yeni aileyle rahat edebilmesi için sizin de bilmeniz gereken bir takım temel kurallar ve yapmanız gereken hazırlıklar var. Kedi Bakım Rehberi bu bilgileri içererek bilmeniz gerekenleri sizin için derledik.

Kediler binlerce yıl insanlarla aynı evi paylaşmıştır. Kedilerin ne zaman insanlarla birlikte yaşamaya başladığından hiç kimse emin değildir ama günümüzdeki kanıtlar belirgin bir zaman olarak İsa'dan önce 1600'ü işaret etmektedir. Yıllar geçtikçe güzellikleri ve zerafetleriyle olduğu kadar avcılık konusundaki yetenekleriyle de değer kazanmışlardır. Kedileri eblerinde ilk barındıran eski Mısırlardı. Kedi, onlara göre sadece birer arkadaş değil aynı zamanda tapınaktaki bir nesneydi. Sanatsal çalışmalarda ve çoğunlukla mumyalanıp sahipleriyle birlikte aynı mezara gömülerek birçok farklı şekilde ölümsüzleştirilmişlerdir. Mısır kanunlarında her ne kadar ihracatı yasaklanmış olsa da, denizciler gemileriyle birlikte sayısız kedi kaçırmış ve onları Akdeniz boyunca yer alan diğer ülkelere getirmiştir. 11. YY'da Kara Veba Avrupa kıtasını kasıp kavurunca kediler fare avcısı olarak oldukça aranır hale gelmişti. Tüm bu iyi ve kötü dönemler boyunca, bizim 'yeryüzünün kaplanları' büyük ölçüde hayatta kalmayı başarmıştır. Kediler usta avcı iç gülerini ve özgüvenlerini asla yitirmemiştir. Mısırlı atalarıyla aynı mırıldanma seslerini çıkartmakta ve onlara özgü aynı mesafeli ve sevgi dolu tavrı sürdürmeye devam etmektedir. Fizikçiler ve psikologlar kedi sahibi olmanın yararlarında bir yenisini daha keşfetmişlerdir; stres faktörünün azaltılması. Kedi sahibi olmanın aslında kan basıncını düşürebileceği ve stresi hafifletebileceği kanıtlanmıştır. Ayrıca bunların yanı sıra kediler yalnız yaşayan yaşlı ve yetişkinler için ideal birer yoldaştır. Hayatını bir kediyle paylaşan insanların sayısı her geçen gün artmaktadır.
Bütün kediler birbirinin aynısı değildir. Dünyada 30'dan fazla ırk vardır ve bınlar yalnızca görünüş olarak değil, aynı zamanda davranış özellikleri açısından da farklılık göstermektedir. Müthiş, pofuduk İran kedileri genelde ipek gibi yumuşak Siyam kedilerinden daha uysaldır. Himalaya kedileri gibi uzun tüylü olanlarsa, seyretmesi muhteşem olmalarının yanı sıra vücut örtülerinin sağlığını koruyabilmesi çin ciddi derecede taranmaya ihtiyaç duyarlar. Elbette melez ırklarda saflanlar kadar mükemmeller. Birtakım inanılmaz renk kombinasyonlarına sahiptirler ve safkan ebeveynlerinden aldıkları ayırt edici kişilik özellikleri de olabilir. Melez ırklar anne babalarının sunabileceği en iyi karakteristik özellikleri taşıyabilirler. Örneğin, kedinizin Siyam babasından gelen kısık sesli miyavlaması ve İran annesinden gelen olağanüstü tüyleri...
Erkek mi yoksa dişi mi? Cinsiyetleri her ne olursa olsun neredeyse bütün kedi yavruları şirin, meraklı ve sevimlidir. Ama bir yıl sonra gelişmiş birer kedi olacaklar (aslında bir yıl bile dolmadan birtakım yetişkin karakteristik özellikler edinmeye başlayacakalar) ve cinsiyet işte o zaman fark edilmeye başlayacak. Erkek kediler çoğunlukla sıcak ve cana yakındır. Güvenlerini erken yaşta sergilemeye başlarlar. Dişi kediler ise size yaklaşırken biraz daha temkilidir, onların güvenini bir kere kazandıktan sonra size karşı fazlasıyla sevgi dolu olacaklardır.

Bir yavru kediyi yeni eve yerleştirmek için tercih edilen yaş, sekiz ile on iki hafta arasındadır. Yavruyu yeni eviyle tanıştırdığınızda dikkatli olunmalıdır. Kedilerin yeni evlerindeki ilk birkaç hafta boyunca nasıl bakıldıkları, onların davranışlarını etkileyebileceği gibi, insanlarla olan ilişkilerini de etkileyecektir.

İşte kedinizinle ilgili sizin de ilginç bulabileceğiniz bir takım gerçekler... Görme duyusu kedilerin en güçlü duyularından biridir. Çünkü gözleri çok büyüktür. İşin gerçeği, eğer sizin gözlerinizin büyüklüğü de kedininkilerle aynı oranda olsaydı, her birinin yarı çapı yaklaşık 20 cm olacaktı! Bir kedi tamamen karanlık bir ortamda göremez ama son derece karanlık durumlarda bir nesneyi görebilir ve en ufak hareketini bile ayırt edebilir. Kediler aynı zamanda renk körü olarak kabul edilir. Kedinin bıyıkları inanılmaz şekilde hassastır ve ışığın olmadığı durumlarda ona yol gösterir. Kedinizin çarpabileceği her türlü nesneye karşı onu uyarırlar. Bıyıkları koku alma organlarıyla birlikte çevredeki değişimlere ve yaklaşan yabancılara karşı tetikte tutar. Kedinizin kuyruğu genelde içinde bulunduğu ruh halininin bir işaretçisidir.Havaya kalkıksa, gururlu ve karnı toktur; dümdüz uzatılmışsa bir şeyleri takip ediyordur, bir yandan öbür yana savuruyorsa, kızgın olabilir. Kedilerin arka bacakları ön bacaklarında daha uzun ve güçlü olduğundan onun muhteşem bir beceriyle zıplamasına olanak sağlar.

Yetişkin bir kedi 2-9 kg ağırlığında olabilir, erkek kediler, dişilerden daha fazla gelişir. Bir kedi çok uzun ya da orta veya kısa uzunlukta tüylere sahip olabilir ve bazıları diğerlerinden daha fazla tüy döker.

İster safkan ister melez olsun, ev kedileri leopar ya da vaşak gibi diğer vahşi kuzenleriyle bazı aynı özelliklere sahiptir. Ormanlarda şanssız avı üzerine atlayan bir kaplan ile kendi kediniz arasındaki benzerliği görebilmeniz için, onu hareket eden bir yaprağın üzerinden atlarken seyretmeniz yeterlidir. Eğer bu benzerliği aklınızda tutmayı başarırsanız, kedinizin yaptığı bir takım hareketlerin sebebini de kavrayabilirsiniz. Çünkü bu hareketler içgüdüseldir. ve bu yüzden de öğrenilmeye ihtiyaçları yoktur. Örneğin, dışarı da daha fazla vakit geçiren bir kedi sanki sürekli bir yere tırmanması gerekiyormuş gibi davranır. En yakındaki ağaca fırlar gider ve keyifle yukarı tırmanır. Kediler son derece meraklıdır. Ne olduğunu keşfetmek için neredeyse her türlü şeyin içine girip tırmanmaya çalışırlar ve söz konusu 'şey' yağmur suyuyla dolu bir çöp teknesi ya da kapağı açık bırakılmış bir klozet veya üzerine yanlışlıkla basılabilecek boş bir poşet olduğunda, tehlikeli durumlara yol açabilir. Keşif, yavru kedinin öğrenme sürecinin bir parçasıdır. Eğer yavrunuz yasak bir bölgeyi keşfetmeye başlarsa, genelde sert bir 'hayır' onu caydırmaya yeter. Yavru kedinizin dikkatini çekmenin bir başka yolu da en sevdiği oyuncaklarla onu oyuna çağırmaktır.

Kediler sıcak, karanlık yerlerde uyumaya bayılırlar. Bu yüzden şifonyerinizin çekmecelerini, sandık ve dolaplarınızı kapalı bulaşık ya da kurutma makinasının kapağını kapatmadan önce kedinizin orada olup olmadığını kontrol edin. Ayrıca evden çıkmadan önce kedinizin bir odada veya bir dolapta kilitli kalmadığından emin olmak için mutlaka bir ‘kedi kontrolü’ düzenleyin. Bir kedi düşünün; her zaman keşfedilecek yeni şeyler olduğunu düşündüğünden yeni ayrayışlar içinde olacağını aklınızdan çıkarmayın.

Kedilerin en belirgin karakteristik özelliklerinden biri de mırlamadır. Bir zamanlar mırlama sesinin gırtlaktan geldiğine inanılırdı, şimdiyse mırlama sesinin, göğüs duvarındaki önemli kan damarlarından birinin titreşimine bağlı olarak şekillendirildiğine inanılmaktadır. Bu titreşimler kedinizin üst solunum yollarına geldiğinde, mırlama sesi ortaya çıkmaktadır. Bazı kediler hasta olduklarında ya da korktuklarında da mırlayabileceklerini unutmayın.
Patilerini ovalama hareketi yavru bir kedinin annesini emdiği sırada içgüdüsel olarak yaptığı ilk harekettir. Bu hareket, ön patilerini sırayla annesinin karnına bastırmaktan ileri gelir. Birçok kedi erişkin yaşlarında geldiğinde bile bu hareketi yapmaya devam eder. Yavru kediniz anne kedinin yerine en sevdiğiniz kazağınız, bir yastık, kucağınız ve hatta saçınız gibi yumuşar her ne varsa ovalayacaktır.
Sık karılaşılan bir yanlışanlama da kedilerin patilerini keskinleştirmek için 'tırmaladığıdır'. Oysa tek yaptıları gerilme ihtiyaçlarını gidermek ve patilerini 'temizlemektir'. Kedilerin tımalamasının bir diğer nedeni de bölgelerini işaretlemektir. Bunu gözle görünür bir iz ya da parmakları arasındaki bezlerden salınan kokuları bırakarak yaparlar. Kediniz bu biyolojik güdüsünü sık sık gidermeye çalışacaktır ve eğer ki tırmalaması için uygun bir alan varsa mobilyalarınızı rahat bırakcaktır.